Tarih insanlığın hafızasıdır. Bu hafıza yazılı tarihten beri kayıt altındadır. Öte yandan sözel ve bilinen tarih yazılı tarihin öncülüdür. Sözel tarih hepsi hurafedir deyip atılamaz. Ahlak dışlandığında bilgiye hurafe karışmasının, bilimin kötüye kullanılmasının önü alınamaz.
Bilgiye hurafenin sokulmasına, bilimin kötüye kullanılmasına katkı verenler vardır. Bunlar varlık tanrının südûrudur (PANENTEİZM) görüşünü öne çıkarırlar, tanrının yaratmasını (THEOS CREATİO) dışlarlar. Evrimin (evolutio) temeli panenteizmdir.
Öte yandan tabiatın kendi içinde bir hukuku vardır (tabii hukuk). Bu hukukun, bu yasaların insanların hayatında yansıması dindir. Dini içeriğe sahip metin (Allahın vahyettiği) kitaptır. Hem tabiattaki ve insan hayatındaki yasaların korunması hem de tabiat ve kitap arasında dengenin kurulması gerekir.
Panenteizm insanın kendi çıkarı için fıtratı(nı) bozmasıdır ki bu zulmün önünü açmaktır.
Tarih zalimlerin kılıçlarından dökülen kanla yazılmıştır. Tarih galiplerin zafer anıtlarıyla mazlumların ağıtlarıyla doludur. Hürriyet mazlumların umutları zalim (yönetici)lerin korkularıdır. Hak mazlumların gönüllerinde sultan, zalimlerin saraylarında hizmetkârdır. Adalet mazlumların dostu zalimlerin hasmıdır. İnsanlık bir yarışın içindedir.
Stratejik Tarih Okuması yakın tarihte bu yarışta emperyalist zalimlerin nasıl öne geçtiklerine dair ipucu sunmaktadır. Zaten gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.