Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Kendi Gölgesinden Korkmak
%30 
226,00 TL
158,20 TL

Kendi Gölgesinden Korkmak

%30 
226,00 TL
158,20 TL
%30 
226,00 TL
158,20 TL
Kazancınız:67,80

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Tarih seçilmiş gerçeklerden üretilmiş bir efsanedir. Milli tarih ise seçilmiş efsanelerden oluşturulmuş bir gerçeklik... Her efsanede olduğu gibi toplumlar tarihlerine olanlar açısından değil olmasını istedikleri üzerinden bakarlar. Buna ihtiyaçları vardır; hele içinde bulunduğu koşullar yeterince tatminkâr değilse...Tarih günün gerçeklerinden kaçıp sığınacak bir alternatif gerçeklik olarak kurgulanınca idealize edilir. Bu yargı Osmanlı tarihi için de geçerlidir.İmparatorluk 1. Dünya Savaşı'nda 25 milyonluk bir silahlı güçle 9 cephede savaşmış (Kafkaslar Süveyş Kanalı Irak Hicaz ve Yemen Suriye ve Filistin Çanakkale yanında müttefiklerine destek için Makedonya Galiçya Romanya) ve ömrünü tamamlamıştır. Bu büyük kaybın yarattığı derin travma iki cephede kazanılan zaferle telafi edilmeye çalışılmaktadır (Çanakkale ve Kut'ül Amare). Cephe zaferlerine odaklanmak 1. Dünya Savaşı'nın şartları orduların nasıl donatıldığı komuta kademesindeki yabancılar gerçeklerini hep bulanık bırakmıştır.Gerçeklerin 'dayanılmaz ağırlığı' ülke sosyolojinin sağlıklı değerlendirilmesini de etkilemiştir. Çeşitlilik ve çoğulluk iktidarları hep ürkütmüştür çünkü farklılıkları yönetmek zordur. Sonradan ağır bir bedel ödense de farklılıkları bastırmak daha kolay gelmiştir. Bunun sonucu uzlaşma kültürünün ve demokratik değerlerin yeterince gelişmemesi ve en iyi ihtimalle 'illiberal demokrasi'yle yetinmek olmuştur.Ulus oluşturmanın kurucu ideolojisi milliyetçiliktir. Milliyetçiliğin vaadi yeni bir toplum ve parlak bir gelecek yaratmaktır. Bu geleceğin zemini milli ekonomi mimarı ise ulusal girişimci sınıftır. Her ikisinin de yetersiz olduğu durumlarda milliyetçilik bir payanda arar ve bunu çok daha yerleşik bir kurumda bulur: din.Din siyasal alanı doldurdukça inançtan daha fazlası olur siyasileşir. Tabii siyaset de dinileşir.  Siyaset ve yönetim dinileştiği oranda eleştirilebilir tartışılır olmaktan uzaklaşır mutlaklaşan hükümlerle toplumlar üzerinde egemenlik kurar. Bu demokrasinin kışıdır. Elinizdeki kitap bu konularda bir ufuk turudur.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2018
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
ISBN-106052884768
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı191
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Tarih seçilmiş gerçeklerden üretilmiş bir efsanedir. Milli tarih ise seçilmiş efsanelerden oluşturulmuş bir gerçeklik... Her efsanede olduğu gibi toplumlar tarihlerine olanlar açısından değil olmasını istedikleri üzerinden bakarlar. Buna ihtiyaçları vardır; hele içinde bulunduğu koşullar yeterince tatminkâr değilse...Tarih günün gerçeklerinden kaçıp sığınacak bir alternatif gerçeklik olarak kurgulanınca idealize edilir. Bu yargı Osmanlı tarihi için de geçerlidir.İmparatorluk 1. Dünya Savaşı'nda 25 milyonluk bir silahlı güçle 9 cephede savaşmış (Kafkaslar Süveyş Kanalı Irak Hicaz ve Yemen Suriye ve Filistin Çanakkale yanında müttefiklerine destek için Makedonya Galiçya Romanya) ve ömrünü tamamlamıştır. Bu büyük kaybın yarattığı derin travma iki cephede kazanılan zaferle telafi edilmeye çalışılmaktadır (Çanakkale ve Kut'ül Amare). Cephe zaferlerine odaklanmak 1. Dünya Savaşı'nın şartları orduların nasıl donatıldığı komuta kademesindeki yabancılar gerçeklerini hep bulanık bırakmıştır.Gerçeklerin 'dayanılmaz ağırlığı' ülke sosyolojinin sağlıklı değerlendirilmesini de etkilemiştir. Çeşitlilik ve çoğulluk iktidarları hep ürkütmüştür çünkü farklılıkları yönetmek zordur. Sonradan ağır bir bedel ödense de farklılıkları bastırmak daha kolay gelmiştir. Bunun sonucu uzlaşma kültürünün ve demokratik değerlerin yeterince gelişmemesi ve en iyi ihtimalle 'illiberal demokrasi'yle yetinmek olmuştur.Ulus oluşturmanın kurucu ideolojisi milliyetçiliktir. Milliyetçiliğin vaadi yeni bir toplum ve parlak bir gelecek yaratmaktır. Bu geleceğin zemini milli ekonomi mimarı ise ulusal girişimci sınıftır. Her ikisinin de yetersiz olduğu durumlarda milliyetçilik bir payanda arar ve bunu çok daha yerleşik bir kurumda bulur: din.Din siyasal alanı doldurdukça inançtan daha fazlası olur siyasileşir. Tabii siyaset de dinileşir.  Siyaset ve yönetim dinileştiği oranda eleştirilebilir tartışılır olmaktan uzaklaşır mutlaklaşan hükümlerle toplumlar üzerinde egemenlik kurar. Bu demokrasinin kışıdır. Elinizdeki kitap bu konularda bir ufuk turudur.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2018
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
ISBN-106052884768
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı191
Benzer Ürünler
Kudüs Nasıl Düştü?
%46
225,00 TL
121,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Arayış
%40
170,00 TL
102,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Cihad İlmihali
%46
100,00 TL
54,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Nar Ağacı
%40
340,00 TL
204,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
A'dan Z'ye İnka
%24
260,00 TL
197,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Ateş-i Suzan
%34
180,00 TL
118,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Eylem Arasıdır Aşk
%24
210,00 TL
159,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Cinai Tuhaflıklar
%16
200,00 TL
168,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Eski Dostum Kertenkele
%26
125,00 TL
92,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.