Bilindiği üzere ünlü Amerikalı psikolog ve düşünür A. Maslow "İhtiyaçlar hiyerarşisi" adlı çalışmasında kurduğu piramidin son halkasını "kendini gerçekleştirme" diye yazar. Beslenme/Nefes alma/ zorlu doğaya karşı kendini koruma/güvenli bir mekân oluşturmanın da ötesinde başka şeylerin de olduğunu bize hatırlatır. Ona göre kendini gerçekleştirmek bazen Mesleki bir Formasyonda uzmanlaşmak da olabilir bazen de Felsefi ya da İnançsal bir bütünlük oluşturmakta olabilir... Nihayetinde İnsan her daim bir amaç sahibidir.
Kuşkusuz tıpkı Batı dünyasında olduğu gibi Doğunun dünyasında da bu durum (Davranış Bilimleri ve İnsan halleri) çokça tartışılmıştır. Bunlar içerisinde en çarpıcı olanı Doğunun Ünlü Filozofu ve Mistik düşünür M.İbnü'l Arabi'dir. Arabi "İdeal Toplum" adlı çalışmasında insanı ve onun yeryüzündeki hâllerini derinlemesine incelemiş ve düşünmüştür.
 Arabi'ye göre bu işin olmazsa olmazı "İç Huzurdur". İdeal bir toplum iç huzurunu yakalamış insanlardan oluşur. Tersi durum ise İnsanın ruhsal ve daha sonra bedensel sağlığını, tavrını kaybetmesi, çözülmesi ve nihayetinde bedbaht olmasıdır.
Günümüzde daha doğrusu bilgi teknolojisi çağında ise her şeyin bambaşka bir hal aldığı açıktır. Kent hayatı, yoğun stresli iş alanları, kalabalık toplumsal ilişkiler, aile hayatı, çocuk psikolojisi, ebeveynlerin rolleri, özel ilişkiler ve bireyin yalnızlığıyla beraber oluşan psiko-sosyal hastalıklar gün yüzüne çıktı ve modern dünya nimetleriyle beraber birçok sorunu da beraberinde getirdi.
Arabi ya da Maslow günümüzde yaşasaydı ne düşünürlerdi bilinmez ama bugünün yazar, düşünür ve bilim insanlarının Modern Dünya'nın açmazlarına dair çokça düşünce mesaisi yaptıkları aşikâr. Yine de her toplumun kendine özgü sorunları ve kültürel şekillenmesindeki farklar göz önüne alınsa da insanın hikâyesi ortak özellikler taşımaya devam etmekte... Dolayısıyla gelinen aşamada nasıl ki hastalanan bedenin nihai tedavisi bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden geçiyorsa, psiko-sosyal sorunların ana çözümünün de kişisel gelişim ve öz farkındalık çalışmalarını uygulamaktan geçtiğini artık biliyoruz.
İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap içimizdeki çocuğun bugününü anlatmakta. Daha da ötesi o çocuğun doğdu evin önemini, anne karnından başlayarak yaşam çizgisinin nasıl şekillendiğini... Hayatın her dönemecinde yaşadığı travmaları ve onların nedenlerini, o nedenleri geride bırakmayı, arınmayı bize anlatmakta. Yazar "Pes Etme" adlı kitap çalışmasından sonra okuyucusunu bir başka gerçeklik alanına davet ettiğini söyleyebiliriz. Özcümle anlatılan gerçek sizin hikâyenizdir.