İmam Ali Rıza şöyle buyurdu:
"İmam, ufukta olup eller ve gözlerle erişilemeyen, âleme doğan güneş gibidir.
İmam, aydınlık dolunay, parlayan kandil, ışıldayan nur, karanlık gecelerde, ıssız çöllerde ve denizlerin karanlık dalgaları arasında yol gösteren yıldızdır.
İmam, susuzluk çeken için tatlı sudur, hidayete götüren, helakten kurtarandır.
İmam, yağmur bulutu, sağanak rahmet, aydınlatan güneş, yayılıp uzanan yeryüzü, fışkıran pınar, gür akan akarsu ve yeşeren bahçedir.
İmam, güvenilir dost, şefkatli baba, merhametli kardeş, belalara uğrayan kulların sığınağıdır.
O hâlde onlar imamı nasıl seçebilirler?! Oysa imam, asla cahil olmayan bir âlimdir, görevinden geri durmayan bir çobandır; kutsiyetin, temizlik ve arınmışlığın, ibadet ve zühdün, ilim ve kulluğun madenidir. O, Resul'ün (s.a.a) davetiyle özel kılınmıştır; tertemiz, iffetli Betül'ün soyundandır.
Nesebinde hiçbir kusur bulunmaz; onunla soylulukta hiç kimse boy ölçüşemez..."