Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
1856 Tarihli Bir Risale Işığında Tuna Nehri'nin Tarihi Coğrafyası ve Jeopolitiği
%11 
330,00 TL
293,70 TL

1856 Tarihli Bir Risale Işığında Tuna Nehri'nin Tarihi Coğrafyası ve Jeopolitiği

1856 Tarihli Bir Risale Işığında Tuna Nehri'nin Tarihi Coğrafyası ve Jeopolitiği

%11 
330,00 TL
293,70 TL
%11 
330,00 TL
293,70 TL
Kazancınız:36,30

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Mazide halde ve atide doğduğu topraklardan Karodeniz'in batısına varana kadar geçtiği uzun ve geniş cağrofyada yaşamış yaşayan ve yaşayacak alan toplumların kaderini Tuna Nehri belirlemektedir. Tuna'nın tarihi serüveni tetkik edildiğinde nehrin kıyılarında ya da havzasında kurulan devletlerin varlıklarını devam ettirmelerindeki en büyük etkenin Tuna hakimiyeti ile paralel olduğu görülmektedir. Tuna'ya ya da başka akarsulara hakim almak herhangi bir karo parçasının tasarrufunu elde bulundurmak ile aynı manayı taşımaz. Her şeyden önce siyasi ve iktisadi gücün göstergesi alan bir donanmanın varlığı şarttır. Bu donanmayı nehirde yüzdürmek de nehre gereken bakımın yapılması ile yakinen alakalıdır. Elinizdeki çalışma Tuna Nehri kollarında ve boğazlarında yapılması gereken temizlik tamir inşa vs. faaliyetlerinin bir projesi niteliğindedir. 1856 yılının yaz aylarında Tuna Nehri havzasında araştırmalarda bulunan Tuna Avrupa Komisyonu üyeleri nehrin genel durumu ve yapılması gerekenleri not ederek bir risâle halinde Komisyon Meclisi'ne sunmuşlardır. Tuna'nın Karadeniz ile buluştuğu Hızırilyas Sünne ve Kili boğazlarının hakimiyetinin 1829-1856 yılları arasında Rusya'da olması ve nehre gereken ehemmiyetin gösterilmemesi 1856 Paris Antlaşması'yla yeniden boğazlara egemen olan Osmanlı Devleti'nin işini hayli güçleştirmekte idi. Buna rağmen devlet gerek harp gemilerinin gerekse ticari araçların geçiş güzergahı olan Tuna'yı her türlü tehlikeden arındırmak için gereken bütün çabayı göstereceklerini ve taşımacılığa elverişli bir hale getireceklerini bildirmiştir. Çünkü Tuna her şeyden önce Osmanlı Rumelisi'nin kalesi konumunda idi. Tuna Nehri halkların ırkların havzasıdır. Yukarıdan aşağıya doğru akarken yalnızca biriktirerek sürüklediği alüvyonları deniz kıyısına taşımaz. O denize doğru yol alırken aynı zamanda tarihten parçaları da kıyılarına taşırarak etrafa dağıtır. Fakat bu tarihi parçaların ömrü Tuna'nın azgın dalgalarını bütün heybetiyle gösterdiği ana kadardır. Mecrasından akan sulardan meydana gelen seller sonucunda bu parçalar toprağa gömülmekte ve sakinleştiğinde yeni başlangıçlara merhaba demektedir.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2019
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
ISBN-106052815014
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı208
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Mazide halde ve atide doğduğu topraklardan Karodeniz'in batısına varana kadar geçtiği uzun ve geniş cağrofyada yaşamış yaşayan ve yaşayacak alan toplumların kaderini Tuna Nehri belirlemektedir. Tuna'nın tarihi serüveni tetkik edildiğinde nehrin kıyılarında ya da havzasında kurulan devletlerin varlıklarını devam ettirmelerindeki en büyük etkenin Tuna hakimiyeti ile paralel olduğu görülmektedir. Tuna'ya ya da başka akarsulara hakim almak herhangi bir karo parçasının tasarrufunu elde bulundurmak ile aynı manayı taşımaz. Her şeyden önce siyasi ve iktisadi gücün göstergesi alan bir donanmanın varlığı şarttır. Bu donanmayı nehirde yüzdürmek de nehre gereken bakımın yapılması ile yakinen alakalıdır. Elinizdeki çalışma Tuna Nehri kollarında ve boğazlarında yapılması gereken temizlik tamir inşa vs. faaliyetlerinin bir projesi niteliğindedir. 1856 yılının yaz aylarında Tuna Nehri havzasında araştırmalarda bulunan Tuna Avrupa Komisyonu üyeleri nehrin genel durumu ve yapılması gerekenleri not ederek bir risâle halinde Komisyon Meclisi'ne sunmuşlardır. Tuna'nın Karadeniz ile buluştuğu Hızırilyas Sünne ve Kili boğazlarının hakimiyetinin 1829-1856 yılları arasında Rusya'da olması ve nehre gereken ehemmiyetin gösterilmemesi 1856 Paris Antlaşması'yla yeniden boğazlara egemen olan Osmanlı Devleti'nin işini hayli güçleştirmekte idi. Buna rağmen devlet gerek harp gemilerinin gerekse ticari araçların geçiş güzergahı olan Tuna'yı her türlü tehlikeden arındırmak için gereken bütün çabayı göstereceklerini ve taşımacılığa elverişli bir hale getireceklerini bildirmiştir. Çünkü Tuna her şeyden önce Osmanlı Rumelisi'nin kalesi konumunda idi. Tuna Nehri halkların ırkların havzasıdır. Yukarıdan aşağıya doğru akarken yalnızca biriktirerek sürüklediği alüvyonları deniz kıyısına taşımaz. O denize doğru yol alırken aynı zamanda tarihten parçaları da kıyılarına taşırarak etrafa dağıtır. Fakat bu tarihi parçaların ömrü Tuna'nın azgın dalgalarını bütün heybetiyle gösterdiği ana kadardır. Mecrasından akan sulardan meydana gelen seller sonucunda bu parçalar toprağa gömülmekte ve sakinleştiğinde yeni başlangıçlara merhaba demektedir.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2019
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
ISBN-106052815014
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı208
Benzer Ürünler
İnsanlığın Medeniyet Destanı
%30
195,00 TL
136,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 1
%33
240,00 TL
160,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Anahatlarıyla Dinler Tarihi
%33
235,00 TL
157,45 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Bizans Tarihi
%26
210,00 TL
155,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Devlet-i Aliyye
%34
250,00 TL
165,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Devlet-i Aliyye IV
%34
260,00 TL
171,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Erzurum Fatihi Abdurrahman Gazi
%40
100,00 TL
60,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Kazım Karabekir ve İstihbarat
%24
70,00 TL
53,20 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.