Günümüzde ailenin içinde bulunduğu durumdan derin bir rahatsızlık ya da endişe duyduğunuz oldu mu? Cevabınız evetse yalnız değilsiniz. Azımsanmayacak sayıda insan ailenin geleceğinin ne olacağı endişesiyle yaşıyor. Ancak unutmamak gerekir ki aile, insanın fıtratla kurduğu en eski ve en derin bağdır. Tarihin her döneminde değişim rüzgârlarına, ideolojik sarsıntılara ve toplumsal mühendislik girişimlerine maruz kalmış; kimi zaman yıpranmış, kimi zaman sarsılmış, ancak hiçbir zaman köklerinden kopmamıştır.
Uzun yıllar aileyle ilgili çalışmalar yapan Celalettin Vatandaş, dört ciltlik aile serisinin üçüncüsü olan Aile Umudu eserinde bu kadim kurumun yalnızca kültürel bir gelenek değil; biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve ilahi düzende yerleşmiş, insan varoluşunun ayrılmaz bir hakikati olduğunu ortaya koyuyor. Modernleşmenin, kentleşmenin, dijitalleşmenin ve sekülerleşmenin aileyi nasıl kuşattığını anlatırken; aynı zamanda bu kuşatmaya karşı fıtrattan doğan varoluşsal direnci gözler 
önüne seriyor. Okur, sayfalar ilerledikçe yalnızca bir aile savunusu değil; insanın kendi doğasına, aidiyetine, köklerine ve manevi dirilişine dair derin bir yolculuğa çıkacak.
Değerin, bağın ve sevginin izinde şekillenen Aile Umudu,  geniş bir yelpazede aileyi sadece yeniden düşünmeye bir davet değil, aynı zamanda onu yeniden inşa etmeye yönelik uygulanabilir teklifleriyle herkese daha iyi bir gelecek için umut veriyor.