Günümüzde ekonomik ve toplumsal öneme sahip olan şirketlerin, ortaklar tarafından yönetilme arzusu hep alışılagelmiştir. Ortakların, paydaşı olduğu şirketin yönetiminde söz sahibi olması, kritik konularda kendi istediği doğrultuda genel kurul kararlarının alınabilmesinin tek yolu, yeterince oy hakkına sahip olabilmektir. Genel kurulda sahip olduğu pay itibariyle çoğunluğu sağlayamayan ortaklar, genelde diğer ortaklar ile genel kurulda anlaşacakları yönde oy kullanarak şirketin yönetiminde aktif olma yolunu seçmektedirler. Taraflar, sadece birbirleri arasında hüküm doğuracak ve şirketi ilgilendirmeyen birer borçlar hukuku sözleşmesi yaparak bu amaca ulaşmaya çalışırlar. Akdedilen oy sözleşmeleri sadece sözleşmenin tarafını bağlamaktadır. Bu sebeple sözleşmenin ihlali halinde, sözleşmeden elde edilecek amacı tekrar tesis etmek oldukça zordur. Bu durum tarafları oy sözleşmesine uyulmasını sağlayacak amaçlara yöneltmektedir.