Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden Çetin Altan, hemen her türde eser vermiş üretken bir yazardır. Yazmayı hayatının temel gayesi olarak belirleyen ve bunu her fırsatta dile getiren Altan'ın seksen sekiz yıllık yaşamı, adeta yazıya adanmış bir ömürdür. İlk olarak 1942'de yazdığı bir şiirle edebiyat dünyasına adım atan Altan, 2015'teki vefatına kadar aralıksız olarak yazı yazmayı sürdürmüştür. Türkiye'de köşe yazarı denince akla gelen ilk birkaç isimden biri olan Altan, aynı zamanda köşe yazarlığı yapan edebiyatçı neslin de son temsilcisidir. 1965'te Türkiye İşçi Partisi'nden İstanbul milletvekili olarak TBMM'ye girişi onu, Türk siyasî tarihinin de önemli bir figürü haline getirmiş; muhalif tutumu nedeniyle ellili yıllarda tırmanmaya başlayan popülaritesi altmışlı ve -12 Mart muhtirasının ardından cezaevine girmesiyleyetmişli yıllarda zirve noktasına ulaşmıştır. Hayatının ilerleyen yıllarında politik tutumunda meydana gelen değişiklik, yankısı bugün bile devam eden büyük tartışmalara yol açmış; dolayısıyla, daima gündemde kalmayı başarmıştır. Öte yandan Altan, yaklaşık elli yıl boyunca kurmaca eserler kaleme almış ve bunları yayımlamış olmasına rağmen edebî kişiliği, köşe yazarlığının ve muhalif kimliğinin gölgesinde kalmıştır. Belki de bu durumun bir sonucu olarak onun eserlerini geniş kapsamlı bir şekilde ele alan, hem biçim ve içerik hem de oluştukları dönemin koşulları içinde değerlendiren, Altan'ın Türk edebiyatındaki yerini belirlemeye yönelik bir tavır ortaya koyan çalışmaların eksik olduğu görülmektedir. Bu çalışma, alandaki boşluğu doldurmaya yönelik bir niyetin ve çabanın sonucu olarak ortaya çıkmış; Altan'ın edebi eserlerini derinlemesine ve bütün boyutlarıyla incelemek amacıyla yapılmıştır.