İnsanoğlu, yüzyıllar boyunca hayatını düzenleyecek ahlâkî ve toplumsal öğretilere ihtiyaç duymuştur. Bu öğretiler, yalnızca bireylerin değil, toplumların da huzur ve saadetini temin etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. İşte bu bağlamda, Ümâme’nin kızına verdiği nasihatler hem kadının aile hayatındaki rolünü hem de komşuluk, dostluk ve toplumsal ilişkilerdeki sorumluluklarını anlamamız açısından büyük önem taşımaktadır.Bu risâlede, kadınların aile hayatındaki vazifeleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Ümâme, kızına, kocasının sırlarını saklamaktan, onun isteklerine uygun davranmaya; çocukların terbiyesinde şefkat ve sabrı elden bırakmamaya, üvey evlat ve yetimlere karşı merhamet göstermeye kadar pek çok konuda öğütler vermiştir. Onun nasihatleri, sadece bir kadının ev içindeki davranışlarını düzenlemeyi amaçlamaz; aynı zamanda ailede huzuru, eşler arasındaki güveni ve toplumda saygı ile iyiliği tesis etmeyi hedefler.