Psikolojik danışma alanında bireysel çalışmaların yanı sıra bireylerin kendilerinin başkasının gözünden de görebileceği bir ortam sağlayan grup sürecinin sağladığı katkılar, her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Grup ortamı; bireylerin kendilerini ifade etmeleri, başkalarının deneyimlerinden öğrenmeleri ve topluluk içinde destek bulmaları açısından eşsiz bir deneyim sunar. Bu bağlamda hazırlanan "Grupla Psikolojik Danışma: Teori ve Pratikler" adlı bu kitap hem kuramsal bilgiyi hem de uygulamaya yönelik pratikleri bir arada sunarak, alan yazınına ve sahadaki uygulayıcılara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Kitapta yer alan bölümler, grupla psikolojik danışmanın oluşumundan sonlanmasına kadar tüm süreci kapsamaktadır. İlk bölümde, "Grupla psikolojik danışmanın oluşumu, doğası ve gelişimi" ele alınmakta, grup oluşturma süreci, tarihsel ve kuramsal çerçeve içinde ortaya konulmaktadır. İkinci bölümde, "Psikolojik danışmada grup türleri" üzerinde durularak farklı grup türlerine ve bu çeşitliliğin beraberinde getirdiği farklı yapılara ve zenginliğe yer verilmiştir. Üçüncü bölüm, "Grup liderliği"ni merkeze almakta ve liderlik becerilerinin grup sürecine olağan üstü etkilerini tartışmaktadır. Dördüncü bölümde, Yalom'un ortaya koyduğu "Grupla psikolojik danışmada Terapötik faktörler" ışığında grup sürecinde değişimi destekleyen dinamikleri açıklanmakta ve okuyucuyu "grubu güçlü kılan özellikler" hakkında bilgilendirmektedir. Beşinci bölümde, "Grupla Psikolojik Danışmada direnç ve baş etme" konusu ele alınmakta ve bu tür durumlarda liderin uygulayabileceği stratejilere değinilmektedir. Altıncı bölümde, grupla psikolojik danışmanın hem zor hem de lider tarafından iyi değerlendirildiğinde bir terapötik güce dönüşebilen "Grupla psikolojik danışmada güç durumlar ve güç danışanlar"dan ve böyle durumlarda uygulayıcılar için stratejilerden söz edilmektedir. Yedinci bölümde, grupla psikolojik danışmanın her aşaması için ayrıntılı olarak; uygulayıcılara "Grupla psikolojik danışmada pratikler" sunularak kitap daha da işlevsel hale getirmiştir. Son bölümde ise, "Grupla psikolojik danışmada etik ilkeler"e dikkat çekilerek, grup sürecinde karşılaşılabilecek etik ihlaller ve bu konularda dikkat edilmesi gereken temel hassasiyetler ele alınmaktadır.
Bu kitap, yalnızca alan yazınına teorik katkı sağlamakla kalmamakta; aynı zamanda okul psikolojik danışmanları, uygulayıcılar ve grupla psikolojik danışma dersini yürüten akademisyenler için de bir başvuru kaynağı niteliği taşımaktadır. Özellikle okul ortamında grupla psikolojik danışma, öğrencilere kişisel-sosyal beceriler kazandırmada, uyum süreçlerini desteklemede ve gelişimsel ihtiyaçlara cevap vermede önemli bir araçtır. Akademisyenler için ise bu kitap hem ders içeriklerini zenginleştirmekte hem de öğrenciler için pratik uygulama örnekleri sunmaktadır.
Son olarak, bu çalışmada emeği geçen tüm yazar meslektaşlarıma katkılarından dolayı teşekkür ederim. Kitabın, grupla psikolojik danışma alanında çalışan tüm meslektaşlara ışık tutması, öğrenciler için yol gösterici bir kaynak olması ve ülkemizde bu alandaki çalışmalara yeni bir ivme kazandırması en büyük dileğimdir.
Sevgi ve saygılarımla,
Erhan TUNÇ