Fransa Kralı XIV. Louis'nin emriyle Doğu'ya gönderilen seyyah ve gözlemci Guillaume Joseph Grelot, 17. yüzyılın en dikkat çekici Avrupa entelektüellerinden biridir. Mimarlık bilgisi, resim yeteneği ve derin gözlem gücüyle Grelot, seyahat ettiği coğrafyaları yeniden anlatır. İstanbul'a dair kaleme aldığı bu seyahatname, titizlik ve içtenlikle şekillenmiştir.

Grelot'nun Osmanlı'ya duyduğu merak, sıradan bir "Doğu egzotizmi"nin çok ötesindedir. O, İstanbul'u ve Türkleri merak ederken aynı zamanda anlamaya çalışır; sarayların, camilerin, Boğaziçi'nin ve halkın günlük yaşamının ardındaki estetiği, düzeni ve inancı görmeye çabalar. Osmanlı toplumuna karşı kimi zaman şaşkın, kimi zaman hayran, fakat her daim saygılıdır. Onun çizimlerinde Ayasofya'nın kubbesi, Marmara'nın ışıltısı ve Türklerin vakur sadeliği, dönemin Avrupa'sına adeta bir keşif heyecanıyla taşınır.