Şaman ritüellerinden divan şiirine, seyirlik gösterilerden gündelik eğlencelere kadar uzanan geniş bir külliyat, artık edebiyat ve sanat tarihinin derinliklerine açılan kapılar olarak yeniden yorumlanıyor. Oyun da eğlenceyle sınırlandırılmıyor ve ritüelin, temsilin, belleğin, kültürel aktarımın dinamik bir formuna dönüşüyor. Oyun sayesinde toplumsal hayatın estetik, felsefi ve sosyolojik boyutlarını aynı anda kavramak mümkün hale geliyor. Elinizdeki kitap, oyunun edebî, kültürel ve toplumsal katmanlarını ortaya koyan kapsamlı bir çalışmadır. Şiirden ritüele, seyirlik gösteriden gündelik yaşama uzanan zengin ayrıntılarla oyunun estetik ve düşünsel işlevlerini gözler önüne seriyor Klasik Türk şiirini odağına alarak oyunun serüvenindeki tarihsel sürekliliğe parantez açıyor.