19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda, özellikle Ege kıyılarında yaşayan Hristiyan toplulukların hayatı canlı bir çeşitlilik barındırıyordu. Girit'teki düğünler, Halepa'daki evlerin temizliği, Sfakia dağlarının sert ve gururlu insanları... Hepsi hem Osmanlı düzeninin hem de yerel Hristiyan toplulukların dünyasını yansıtan tablolar hâlindeydi.
Bu tabloları kaleme alan Konstantin Nikolayeviç Leontyev, Rus edebiyatının en özgün ve tartışmalı yazarlarından biridir. Bir düşünür ve aynı zamanda gözlemci olan Leontyev, Osmanlı topraklarında bulunduğu yıllarda gördüklerini kayıt altına almış, Doğu'ya duyduğu hayranlıkla Batı'ya yönelttiği eleştirileri de yazılarına yansıtmıştır.
Osmanlı'daki Hristiyanların Yaşamlarından Hikâyeler, Ege ve Balkan coğrafyasındaki gündelik hayatın tasvirleriyle başlar; düğünler, aile bağları, yoksulluk ve inanç pratikleri üzerinden genişleyen bir sosyal manzarayı konu edinir. Leontyev'in hem etnografik değeri yüksek gözlemleri hem de edebî gücü sayesinde bu eser, kaybolmuş bir dünyanın ruhunu yakalayan ender bir eserdir.