Teslimat bölgelerinde kargonuzu kendiniz gidip almalısınız. Sitenin altında teslimat noktaları mevcuttur.
Siparişiniz ile ilgili bir açıklama yazmak isterseniz, lütfen aşağıdaki alanı kullanın:
Tükendi
Gelince Haber VerDuygu ve sezgiye dayanan mistizm ruhun mutlak hakikate ulaş-ması ya da kurtuluşa erme gayretini ifade eder. Mistizm din ve kül-türlerde farklı boyutlarda her dönemde var olagelmiştir. Hristiyanlıkta ruhbanlık, Yahudilikte kabala, İslam'da tasavvuf olarak tezahür et-miştir. Tasavvuf; hal, zevk, kalb ve vicdan ilmidir. Bir mürşidin ya-nında uygulamalı olarak öğrenilir. Dini tecrübenin yaşanması veya derinleştirilmesidir. Manevi, içsel tecrübedir. Kalbi ve duygusal hayatı öne çıkaran takvayı esas alan bir anlayıştır. Tasavvuf; insanın kendini gerçekleştirmesine mâni olan, dâhili ve harici sorunların çözümüne yoğunlaşır. Tasavvuf, ahlaki olgunluğu ve kemali (insan-ı kâmil) hedef alan tecrübenin ilimleşmiş halidir. O insanın içini imara, nefs ve hevayı terbiye etmeye çalışan ahlaki bir sistemdir. Öte yandan tasav-vufun nazari ve felsefi kısmı zamn zaman dinle çelişmektedir. Bu da ister istemez sufiler ile diğer ulema arasında tartışma ve gerilimlere sebep olmuştur. Hallâc'ın ve Sühreverdi'nin katli bu farklı inanışın sonuçlarındandır.
Modern hayat birçok şeyi terzyüz edip suistimale maruz bıraktığı gibi eğitim ve okulları da bozmuştur. Okullar ferdlere bilgi aktarma yerleri değil kişisel eğitim, terbiye ve ıslah merkezli olmalıdır. Böyle olduğunda ferdler ıslah olur; ahlaklı, iyi ve çevresine faydalı kimseler olurlar. Nefsin ıslahı arzulanan her hayrın temelidir. Zira savaşlar, dünyanın yaşadığı problem ve bunalımlar, fakirlik, cehalet, hastalık gibi her olumsuzluğun kökeni insan ırkının bencilliğinden yani nefs-ten gelmektedir. Ferdler ıslah olursa toplum da ıslah olur. Toplum ıslah olursa her şey düzelir. Dünya cennete döner. Halbuki klasik ve modern eğitim insanları kötü yapmaktan kurtaramıyor, hatta bazen kötü olmasına yol açıyor. Bu noktada tasavvufun bunu değiştirme iddiası vardır.
Vicdan ve duygular, akıl ve kanun egemenliğinden daha güçlüdür. Zaten "irade de duygusal bir güçtür. Terbiyede ehem şey his yönetimidir. Bu sebeple bilgi ve eğitimin kalbe ve duygulara hitap şeklinde dizayn edilmesi gerekir. Meselenin sırrı bir alimin, "Neden bir âlim, bir vâiz sürekli halkı bilgi ile donatmaya çalıştığı halde, cahil bir şeyhin bıraktığı tesir kadar bir etki bırakamıyor? Çünkü şeyh yanlış da olsa doğru da olsa duygulara hitap ediyor, vicdanları cezp ediyor" sorusunun cevabında yatmaktadır. Sufiler, fakihlerin, filozofların ve ulemanın eksik kaldığı bu hususu merkeze aldıkları için başarılı olmuş ve İslam kültür tari-hinde yeri doldurulamaz bir yer tutmuşlardır.
| Barkod | 9786255549242 |
| Basım Yılı | 2025 |
| Cilt Durumu | Karton Kapak |
| Dil | Türkçe |
| Ebat | 16 x 24 |
| Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
| Sayfa Sayısı | 226 |
Duygu ve sezgiye dayanan mistizm ruhun mutlak hakikate ulaş-ması ya da kurtuluşa erme gayretini ifade eder. Mistizm din ve kül-türlerde farklı boyutlarda her dönemde var olagelmiştir. Hristiyanlıkta ruhbanlık, Yahudilikte kabala, İslam'da tasavvuf olarak tezahür et-miştir. Tasavvuf; hal, zevk, kalb ve vicdan ilmidir. Bir mürşidin ya-nında uygulamalı olarak öğrenilir. Dini tecrübenin yaşanması veya derinleştirilmesidir. Manevi, içsel tecrübedir. Kalbi ve duygusal hayatı öne çıkaran takvayı esas alan bir anlayıştır. Tasavvuf; insanın kendini gerçekleştirmesine mâni olan, dâhili ve harici sorunların çözümüne yoğunlaşır. Tasavvuf, ahlaki olgunluğu ve kemali (insan-ı kâmil) hedef alan tecrübenin ilimleşmiş halidir. O insanın içini imara, nefs ve hevayı terbiye etmeye çalışan ahlaki bir sistemdir. Öte yandan tasav-vufun nazari ve felsefi kısmı zamn zaman dinle çelişmektedir. Bu da ister istemez sufiler ile diğer ulema arasında tartışma ve gerilimlere sebep olmuştur. Hallâc'ın ve Sühreverdi'nin katli bu farklı inanışın sonuçlarındandır.
Modern hayat birçok şeyi terzyüz edip suistimale maruz bıraktığı gibi eğitim ve okulları da bozmuştur. Okullar ferdlere bilgi aktarma yerleri değil kişisel eğitim, terbiye ve ıslah merkezli olmalıdır. Böyle olduğunda ferdler ıslah olur; ahlaklı, iyi ve çevresine faydalı kimseler olurlar. Nefsin ıslahı arzulanan her hayrın temelidir. Zira savaşlar, dünyanın yaşadığı problem ve bunalımlar, fakirlik, cehalet, hastalık gibi her olumsuzluğun kökeni insan ırkının bencilliğinden yani nefs-ten gelmektedir. Ferdler ıslah olursa toplum da ıslah olur. Toplum ıslah olursa her şey düzelir. Dünya cennete döner. Halbuki klasik ve modern eğitim insanları kötü yapmaktan kurtaramıyor, hatta bazen kötü olmasına yol açıyor. Bu noktada tasavvufun bunu değiştirme iddiası vardır.
Vicdan ve duygular, akıl ve kanun egemenliğinden daha güçlüdür. Zaten "irade de duygusal bir güçtür. Terbiyede ehem şey his yönetimidir. Bu sebeple bilgi ve eğitimin kalbe ve duygulara hitap şeklinde dizayn edilmesi gerekir. Meselenin sırrı bir alimin, "Neden bir âlim, bir vâiz sürekli halkı bilgi ile donatmaya çalıştığı halde, cahil bir şeyhin bıraktığı tesir kadar bir etki bırakamıyor? Çünkü şeyh yanlış da olsa doğru da olsa duygulara hitap ediyor, vicdanları cezp ediyor" sorusunun cevabında yatmaktadır. Sufiler, fakihlerin, filozofların ve ulemanın eksik kaldığı bu hususu merkeze aldıkları için başarılı olmuş ve İslam kültür tari-hinde yeri doldurulamaz bir yer tutmuşlardır.
| Barkod | 9786255549242 |
| Basım Yılı | 2025 |
| Cilt Durumu | Karton Kapak |
| Dil | Türkçe |
| Ebat | 16 x 24 |
| Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
| Sayfa Sayısı | 226 |