Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Milli Mücadele Din Adamları 2
%0 
28,00 TL
28,00 TL
%0 
28,00 TL
28,00 TL
%0 
28,00 TL
28,00 TL
Kazancınız:0,00

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Bir davranışın bir işin İslâm Dinî hükümleri açısından doğru veya yanlışlığı olur veya olmazlığı konusunda din bilginlerinin verdikleri sözlü veya yazılı cevaplara fetva denilir. Girişte daha geniş belirtildiği gibi bu genel bir tanımlamadır. Kısa tanımıyla fetva müftünün verdiği şerî cevaplardır. Osmanlı Devletinde XV. yüzyılın başlarında Şeyhülislamlık (Meşihat) makamı kuruldu. Fetvâ verme yetkisi bu makama aitti. Zaman içinde bu konuda özel bir prosedür ve "Fetvâhane" adlı bir teşkilat geliştirilmekle birlikte Meşihat Makamına bağlı olarak Vilâyet sancak ve kazalarda halkın sorularına cevap veren müftüler de bulunmaktaydı. Şeyhülislâm Osmanlı idarî yapısında Sadrazamdan sonra başta geleniydi. Tanzimatla beraber hükümetin bir üyesi olarak Şeyhülislam kabinede yer aldı. Ayrıca devletin Şeriyye mahkemeleri Şeyhülislamlığa bağlıydı. Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566) düzenlettiği kanunların meşruiyetini sağlamak için Ebus-Suud Efendi (1490-1575)den fetva almıştır.Ayrı bir araştırma konusu olmakla birlikte kanun veya kararlarda yöneticilerin suistimallerini önlemek için Şeyhülislâmlardan fetvâ alınması çok kez devletin yararına olmuştur. Hemen ifade edelim ki fetvâlar Padişahın veya yöneticilerin elinde her zaman hayra kullanılmamıştır. Osmanlı Tarihinde bunun örnekleri de vardır: Padişahlar kendi kardeşlerini öldürtmek ya da padişahların hallerinde yöneticiler fetvâların altına Şeyhülislâmların mührünü isteklerince basmaları gibi? Bu durum Şeyhülislâmın kişisel iktidarı ile mütenasiptir. Örneğin II. Osman devrinin (1618-1623) Şeyhülislâmı aynı zamanda Sultanın kayınbabası Esad Efendi (1570-1625) Padişahın kardeşini öldürtmek için istediği fetvâyı vermemiş olmakla dirayetini göstermiştir. Yakın geçmişimizde Haydarizâde İbrahim Efendi (1863-1933) de aynı dirayetin örneğini vermiştir. O Kuvayı Milliye aleyhindeki fetvâya imza atmamak için dördüncü Damat Ferit hükümetinde yer almamıştır. Hatta Damat Ferit Paşa bu kabinesine istediği kadar Nazır (Bakan) bulabilmesine rağmen Şeyhülislâm bulmakta sıkıntı çekmiştir. Dinî hayatta yüce yeri olması gereken bu makam kendilerine teklif edilenlerden bu yere hakîkaten lâyık olanlar istisnasız reddetmişlerdir. 3 Nisan 1920de kurulması gereken hükümet bu yüzden iki gün gecikme ile 5 Nisanda Dürrizâde Abdullah Efendinin bu görevi kabul etmesiyle teşkil edebilmiştir...(Önsözden)

Kitap Özellikleri
Barkod9789751912657
Basım Yılı2012
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 23,5
Kağıt Türü1. Hm. Kağıt
Sayfa Sayısı446
YazarProf.Dr. Ali Sarıkoyuncu
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Bir davranışın bir işin İslâm Dinî hükümleri açısından doğru veya yanlışlığı olur veya olmazlığı konusunda din bilginlerinin verdikleri sözlü veya yazılı cevaplara fetva denilir. Girişte daha geniş belirtildiği gibi bu genel bir tanımlamadır. Kısa tanımıyla fetva müftünün verdiği şerî cevaplardır. Osmanlı Devletinde XV. yüzyılın başlarında Şeyhülislamlık (Meşihat) makamı kuruldu. Fetvâ verme yetkisi bu makama aitti. Zaman içinde bu konuda özel bir prosedür ve "Fetvâhane" adlı bir teşkilat geliştirilmekle birlikte Meşihat Makamına bağlı olarak Vilâyet sancak ve kazalarda halkın sorularına cevap veren müftüler de bulunmaktaydı. Şeyhülislâm Osmanlı idarî yapısında Sadrazamdan sonra başta geleniydi. Tanzimatla beraber hükümetin bir üyesi olarak Şeyhülislam kabinede yer aldı. Ayrıca devletin Şeriyye mahkemeleri Şeyhülislamlığa bağlıydı. Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566) düzenlettiği kanunların meşruiyetini sağlamak için Ebus-Suud Efendi (1490-1575)den fetva almıştır.Ayrı bir araştırma konusu olmakla birlikte kanun veya kararlarda yöneticilerin suistimallerini önlemek için Şeyhülislâmlardan fetvâ alınması çok kez devletin yararına olmuştur. Hemen ifade edelim ki fetvâlar Padişahın veya yöneticilerin elinde her zaman hayra kullanılmamıştır. Osmanlı Tarihinde bunun örnekleri de vardır: Padişahlar kendi kardeşlerini öldürtmek ya da padişahların hallerinde yöneticiler fetvâların altına Şeyhülislâmların mührünü isteklerince basmaları gibi? Bu durum Şeyhülislâmın kişisel iktidarı ile mütenasiptir. Örneğin II. Osman devrinin (1618-1623) Şeyhülislâmı aynı zamanda Sultanın kayınbabası Esad Efendi (1570-1625) Padişahın kardeşini öldürtmek için istediği fetvâyı vermemiş olmakla dirayetini göstermiştir. Yakın geçmişimizde Haydarizâde İbrahim Efendi (1863-1933) de aynı dirayetin örneğini vermiştir. O Kuvayı Milliye aleyhindeki fetvâya imza atmamak için dördüncü Damat Ferit hükümetinde yer almamıştır. Hatta Damat Ferit Paşa bu kabinesine istediği kadar Nazır (Bakan) bulabilmesine rağmen Şeyhülislâm bulmakta sıkıntı çekmiştir. Dinî hayatta yüce yeri olması gereken bu makam kendilerine teklif edilenlerden bu yere hakîkaten lâyık olanlar istisnasız reddetmişlerdir. 3 Nisan 1920de kurulması gereken hükümet bu yüzden iki gün gecikme ile 5 Nisanda Dürrizâde Abdullah Efendinin bu görevi kabul etmesiyle teşkil edebilmiştir...(Önsözden)

Kitap Özellikleri
Barkod9789751912657
Basım Yılı2012
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 23,5
Kağıt Türü1. Hm. Kağıt
Sayfa Sayısı446
YazarProf.Dr. Ali Sarıkoyuncu
Benzer Ürünler
Dinler Tarihi
%33
340,00 TL
227,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dinler Tarihi El Kitabı
%24
300,00 TL
228,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Anahatlarıyla Dinler Tarihi
%33
235,00 TL
157,45 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dinler Tarihi
%26
120,00 TL
88,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dinler Tarihi 101
%26
200,00 TL
148,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Bu Sorular Adamı Dinden Çıkarır
%38
100,00 TL
62,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Beyaz Perdedeki Kristal Yalnızlık
%40
100,00 TL
60,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Mephistopheles
%31
250,00 TL
172,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.