İslam'ın kutsal metinleri kadar tarihsel İslam düşüncesi de kadın varlığını ontolojik dilsel tarihsel siyasi hukuki ahlaki vb. açılardan ilgi alanı içinde tutmuş ve belki sonu gelmez bir akademik çalışmayı hak edecek şekilde geniş bir literatürünü oluşumuna yol açmışlardır. Bu bağlamda İslam düşüncesinin merkezi metni olan Kur'an'ın kadın tasavvuru veya kadın varlığına ilişkin oluşturduğu imge bu geniş literatürün her zaman arka planında duran ve en belirleyici rolü oynamakta olan bir anlam dünyasıdır. Bu anlam dünyasının ortaya çıkarılması tarihsel İslam düşüncesinin daha iyi irdelenmesi kadar kadın varlığı hakkında farkıl perspektiflerin yakalanabilmesini mümkün kılmaktadır. Kur'an'da kadın imgesi kadın varlığının farklı açılımlarını algılama imkanı olarak dilsel tarihsel ve ontolojik perspektiflerden ele alınmıştır. Kitabın üç ayrı bölümünü oluşturan bu üç perspektif gerçekte kadın varlığı ve Kur'an metni arasındaki ilişkinin en temel boyutlarını sergilemektedir. Kuşkusuz bu perspektiflere dayalı olarak Kur'an'da kadın imgesinin siyasi hukuki ahlaki estetik vb. açılımlarını irdelemek mümkündür. Ancak hemen belirtelim ki kadın imgesinin siyasi hukuki ahlaki estetik vb. açılımları her zaman dilsel tarihsel e ontolojik perspektifleri arka planında peşinen varsaydığı için daha çok ikincil derecede bir konuma sahiptirler. Bir başka deyişle Kur'an'da kadın imgesinin dilsel tarihsel ve ontolojik perspektifleri deyim yerindeyse zemin kurucu perspektifler olarak işlev görmektedirler. Zemin kurucu özellikleri nedeniyle onlar ikincil derecedeki perspektiflere nispetle daha köklü düşünme biçimlerini talep ederler.