Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:"Allah'ın koruduğu hariç, halk tarafından onun dîni veya dünyası hususunda parmaklarla gösterilmesi kişiye kötülük olarak yeter. Muhakkak Allah sizin şöh- retlerinize bakmaz. Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar."Hz. Ali (k.v.) şöyle buyurdu: "Zillete düş, fakat şöhret isteme. Başkaları seni seçsin ama yükselmeye çalışma! Bilgili ol, fakat bilgiçlik taslama! Dilini tutmasını ve sus- masını bilmiş ol ki, selâmet bulasın. Böyle davranırsan iyileri sevindirmiş, kötüleri kızdırmış olursun."Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Nice iki yırtık elbiseye bürünmüş ve kendisine iltifat edilmeyen kişi vardır ki, eğer Allah'tan istese, muhakkak Allah ona onun İsteğini verir. Eğer dese: Ey Allah'ım! Ben senden cenneti istiyorum! Muhakkak Allah ona cenneti verecektir. Halbuki Allah Teâlâ dünyadan ona hiçbir şey ver- memiştir."Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Gerçekten riyânın azı şirktir. Muhakkak Allah, gizli olan muttaki kullarını sever. O müttakiler ki, eğer gaip olurlarsa aranmazlar. Hazır olurlarsa, bilinmezler ve tanınmazlar. Kalpleri hidayet çıralarıdır. Onlar karanlık ve bulanık olan her şeyden kurtulurlar."Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir koyun sürüsüne saldıran iki yırtıcı kurt, fesat bakımından, şeref ve mal sevgisinin Müslüman kişinin dininde yapmış olduğu tahribattan daha çok süratli değildirler.Bilmiş ol ki, kalbine makam sevgisi galip gelen bir kimse kendisini halka sevdir- mekle ve onların takdiri için riyâkârlık yapmakla meşgul olur. Söz ve hareketle- rinde onların yanında derecesini yükselten şeylere dikkat etmektedir. Bu ise münafıklığın tohumu ve fesadın esasıdır. Şüphesiz ki bu, ibadetlerde musalaha etmeye ve riyâkârlık yapmaya insanı sürükler. Kalpleri elde etmek için mahzurlu hareketlere zorlar. Bunun için de Resûlüllah (s.a.v.), şeref ve mal sevgisini, dini ifsat etmeleri bakımından saldırgan iki kurda benzetmiş ve şöyle buyurmuştur: "Su, otu yeşerttiği gibi, bu sevgi de münafıklığı yeşertir."